Görünen o ki! 17 Aralık yolsuzluk operasyonunun arkasından oluşan suçluluk duygusu ile ortaya çıkan intikam hırsı kontrolden çıktı.
Üstelik O gün, bugün ay geçmeden Emniyet’te belli başlı operasyonlarda görev almış emniyet mensupları, temelsiz ve tutarsız iddialarla suçlama yapılıyor ve sorguya çekiliyor.
Yapılan operasyonları tarihleri ve sebeplerine bakarak devam edelim.
8 Nisan 2014, Usülsuz dinlemeden Adana’da 9 polis, polis müdürü gözaltına alındı. Hepsi mahkemede serbest.
21 Nisan 2014, 8 Nisan operasyonunda serbest kalan aynı polislere 27 Nisan’da tekrar operasyon yapıldı. 2. Defa serbest kaldı.
22 Temmuz 2014, İstanbul’da Sahur vakti yapılan operasyonla 112 polise gözaltı. 36 polis, polis müdürü iddianame geciktirilerek Silivri’de tutuluyor. 76’sı mahkemede serbest.
5 Ağustos 2014, İstanbul merkezli 13 ilde usulsüz dinlemeden 33 polise gözaltı. 25’i mahkemede serbest.
19 Ağustos 2014, İzmir^de askeri casusuluk operasyonunda görev yapan 32 polise gözaltı. Hepsi mahkemede serbest.
27 Ağustos 2014, Adana’da usulsüz dinlemeden 13 polise gözaltı. Hepsi mahkemede serbest.
1 Eylül 2014, İstanbul’da Mali Şube’de çalışan ve yolsuzluk ve rüşvet operasyonunda görev yapan 33 polise gözaltı. 25’ serbest bırakıldı.
22 Eylül 2014, Ankara’da taltif operasyonu ile 14 polise gözaltı. Hepsi serbest bırakıldı.
29 Eylül 2014, Adana’da istihbarat şubede görevli 13 polise gözaltı. Hepsi serbest bırakıldı.
21 EKİM 2014, Ankara’da eski istihbarat başkanı dahil 18 polise gözaltı. Hepsi serbest bırakıldı.
28 Ekim 2014, Mersin’de ‘usulsüz dinleme’ gerekçesiyle 23 polise gözaltı. Hepsi serbest bırakıldı.
7 kasım 2014, ‘usulsüz dinleme’ iddiasıyla Kilis’de 26 polise gözaltı. Hepsi serbest bırakıldı.
8 Kasım 2014, Kocaeli merkezli operasyonda 8 ilden 11 polise gözaltı. Hepsi serbest bırakıldı.
12 Kasım 2014, İstanbul merkezli operasyonda 17 polise gözaltı. Hepsi serbest.
Öyle ki! Söz konusu operasyonlara kronolojik olarak baktığımızda her haftaya bir operasyon ve bu operasyonların Türkiye’nin her ilinde hissedilir olması için ne gerekiyorsa yapıldığı ortaya çıkıyor.
Yani yapılanlar tam bir psikolojik harp tekniği. Bir de 17 Aralık yolsuzluk operasyonunun arkasından dönemin Başbakanı Erdoğan’ın başlattığı gerginlik siyasetinin devamlılığı.
Bu arada operasyonların ülkenin tüm şehirlerinde tekrar edilmesi çok önemli bir gerçeğin de ortaya çıkmasına sebep oluyor.
Birincisi bu operasyonların arkasındaki istihbarat fişlemesi ve MİT’in ortaya attığı iddiaların en azından bir yerden doğrulayabilir miyiz mantığı.
İkincisi ise birinci maddedeki düşünceyi herkese kabul ettirecek şekilde psikolojik harp tekniği ile ‘itirafçı’ bulma ve ‘kumpas’ iddialarına yandaş toplama derdi.
Çünkü istedikleri gibi bir ‘itirafçı’ ve ‘tetikçi’bulurlarsa bu operasyonları da dayanak göstererek Hizmet Hareketi’ni kumpasa (örgüte) almaları daha kolaylaşacak kanaati var.
Ancak temelsiz olan bu iddialar memleketin hiçbir yerinde kabul görmediği gibi taraf da bulamıyor. Hesaplar mahkemeden teker teker dönüyor.
Bu da hem AKP içinde hem de toplumda kabak tadına sebep oluyor.
İşin üçüncü yönü ise aslında bu Anadolu çocuklarının (polislerin) lehine olan bir durum. Bu yüzden insanın, ‘iyi ki yapılıyor bu operasyonlar’ diyesi geliyor.
Çünkü dönemin başbakanı şehir şehir, kasaba kasaba gezmiş ve vatandaşa ‘bana darbe yaptılar’ diyerek ülkenin en güzide polislerini hedef göstermişti. Neticede, halkın kafasında; ‘ülkenin başbakanı böyle diyorsa elbet bir bildiği var’ mantığı ağır basmıştı.
Polisler hakkında ciddi istifhamlar ve ithamlar oluşmuştu. Haklarında ortaya atılan iddiaların doğru olmadığını bu millete bu polislerin anlatması çok zordu. Bu açıdan, operasyonlar onların suçsuzluğunu belgeliyor. Ve bu da 75 milyonun şahitliğinde oluyor. Hem de şehir şehir!
Peki! Koluna 700 bin liralık hediye saat takanlar, evinde ayakkabı kutusunda çil çil dolar çıkanlar, evine çikolata kutusunda euro’lar gidenler nasıl aklanacak. Ya evindeki paraları sıfırlamaya çalışanların durumu ne olacak dersiniz?
Adli Tıp,17 Aralık yolsuzluk ses kayıtlarının orijinal olduğunu raporlamış.
Yoksa polise operasyonu devam ettirenler dönemin Başbakanı’nı kumpasda mı tutuyorlar?

Hiç yorum yok:
Yorum Gönder