24 Şubat 2013 Pazar

Meclis duman altında ise Ya Türkiye?


Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın sigaraya karşı duruşu kameraların önünde tescillendiği malum. Sigara içen veya vatandaşın yakasındaki gördüğü sigara paketini alıp eliyle devre dışı bıraktığına çok kişi şahit olmuştur. Eski Sağlık Bakanı Recep Akdağ’ın sigaraya karşı kampanyalara ağırlık vermesiyle de bu konuda Türkiye’de kapalı alanlarda sigara kullanım oranlarının aşağıya çekildiği de ortada.
Ancak bundan 5 yıl önce kapalı alanda sigara içilmesinin yasaklayan vekillerimizin TBMM'de sigara içtiği ortaya çıktı. Meclis Başkanı Cemil Çiçek ise tedbir için yasal yollara başvuracağını bir genelge ile vekillere duyurdu. Tabi dinleyen olursa!

Hemen akabinde ise Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu partisinin kurmaylarına Bakanlığın 5 yıllık Stratejik Plan'ına aldığı önlemler hakkında bilgilendirme yaptı. İlk sıralarda ise yine sigara ve uyuşturucu gibi bağımlılık yapan maddelerin açık ve gizli reklamlarıyla mücadele edilmesi yer alıyordu.

Ankara merkezli ve Türkiye genelinde uygulanmak üzere bu gelişmeler yaşanırken biz Erzurum eksenli yerel medyada Milletinsesi gazetesi’nde geçtiğimiz pazartesi ve Çarşamba günü manşetten ‘Erzurum intihar ediyor’ ve ‘intihara dur diyelim’ başlıklı iki yazıyla kapalı alanlarda sigaranın insanları boğduğunu yazmıştık.

Öyle ki bugün Erzurum’un Cumhuriyet caddesinde elle tutulur oturulabilir kafeler, gerek bir katlarını gerek çıkma balkonlarını kapalı olduğu halde sigara içenlere tahsis etmişler. İşin ilginç yanı kafelerin kapalı alanlarında –mahalle kahveleri zaten yoldan çıkmış durumda- böyle olduğunu hem mülki amir hem de emniyet mensupları biliyor. Ama cezai işlem ile önlem almak da fayda getirmiyor. Tabi işlem yapıla biliniyorsa? Çünkü cadde üzerindeki kafeler şehrin önde gelenlerine ait. O da ayrı bir konu.

İlginç olan ise yasa olduğu yerde dururken herkes bu yasayı çiğnemekte her hangi bir sakınca görmüyor. Bu anlamda Erzurum’dan yola çıkarak sigaraya karşı tedbir almaya ve insanımızı koruma konusunda toplum olarak hala yakın mesafedeyiz. Otobüs durağında beklerken boş bir sigara paketi gördüm. Üzerindeki resim dikkatimi çekti. Biraz eğilip yakından bakınca sigaradan bacağı kesilmiş ya da hasta yatağında bir sigara mağduru vardı. Doğrusu içim yandı. Kendi kendime şükrettim. Çünkü yirmili yaşlarıma kadar ailemle birlikte tütün tarlasında çalışıp onu devlete satarak geçimimizi sağlamıştık. Ama bir kez olsun bir sigaranın dumanını içime çekmemiştim.

Hatta lisede ve üniversitede arkadaşlarım sigara içerken ellerinden aldığım sigaraların yanan kısmını ağzıma alır dumanını dışarıya doğru üflerdim ki sigara çabuk bitsin arkadaşım sigaradan az nasiplensin(!) diye.
Lise demişken Erzurum’un ilköğretim okulundan lise ve üniversite bahçelerinde çoluk-çocuk-genç ellerinde sigara ile volta atıp duruyorlar. Ne öğretmenleri yetişebiliyor onlara ne hocaları ne de babaları galibam! Sadece Erzurum için geçerli değil tabi ki bu durum. Anadolu’nun çok şehrinde aynı manzara hakim.

Şehirler arası yolculukta bile otobüsün bir gara uğramasıyla koşturan genç-yaşlı insanların hemen dışarı atladıklarını ve 2dk içinde birer sigara yaktıklarını görünce doğrusu yapılanları, ‘akıllı adam işi değil ama bir realite ne yaparsın’ ile geçiştirdim şimdiye kadar. Ama yazık bu insanlara hala sigara için ne fedakarlıklar yapıyorlar malum. Bu durum bağışıklık yapmış ve herkes hem farkında hem de umursuz.

Bu arada inatla sigara içenlere ve sigara içmede inat edenlere buradan soruyorum. Mehmet Akif Ersoy Çanakkale Şehitlerine şiirinde, şehitlerin vatan-millet uğruna yaptığı fedakarlığı; “Kafa, göz, gövde, bacak, kol, çene, parmak, Boşanır sırtlara vadilere sağanak sağanak…” mısralarıyla anlatır. Peki sigaradan kesilen-zarar gören göz, bacak, bağırsak, mide ve bilumum organlar ne için feda ediliyor doğrusu takdiri sizlere bırakıyorum.

Ancak ben yasakçılığı hiçbir zaman sevmedim. Zaten yasakla da hangi konu olursa olsun sonuca gidildiğine inanmıyorum. Peki! ‘nasıl çözülecek ve bu sigaradan insanları nasıl koruyacağız’ denilirse elbet bir yolu var.
Dumanaltı intiharına dur demek için bence en güzel yol sigara içenlere işkence cümbüşü yaparak vaz geçirmek. Zaten devletin yani Sağlık Bakanlığı’nın koyduğu yasak hem işletmeciler hem de sigara içenler tarafından işe yaramıyor. İşte mecliste vekillerin duruşu. Yasakladıklarını - tütünü - çiğneyerek yasallaştırıyorlar.

O sigaradan kendilerini koruyamayan veya vazgeçemeyenler için nefreti sağlayacak uygulamalar yapılmalı. Öyle ki! Sağlık Bakanlığı’nın sigaranın zararlarına yönelik hazırladığı filmler, mevcut köy ve mahalle kahvelerinde, kafelerde özellikle de sigaraya tahsis edilmiş kafelerden ayrı gibi duran ancak iç içe olan balkon ve üst katlar gibi mekanlarda 12saat boyunca insanların her yönden görebileceği şekilde, dört duvara yerleştirilmiş televizyonlarla tiryakilere bol kepçe seyrettirilmeli.

Ayrıca söz konusu ‘sigaranın zararları’ filmlerini okulların girişlerine ve üniversite kapmüslerindeki kafeteryalarda koyulacak tv’lerle yayını zorunlu hale getirmek gerekiyor. Görsün sigara tiryakileri kafa, kol, bacak ve bağırsak-mide nasıl yok oluyormuş.

Bu gidişata dur demek için Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu’na çağrımızı yinelerken –zaten bu vahametin farkında- Mülki amirler kafelere ve kahvehanelere sağlık Bakanlığı’nın hazırlattığı ‘sigaranın zararları’ videolarını 12 saat yayınlama mecburiyeti getirsinler, görün dört dörtlük eğlence nasıl oluyormuş! O görüntülerin gözleri önünde olan sigara tiryakilerinin yiyip içemeyecekleri gibi, orayı nasıl terk edeceklerini şimdiden görür gibiyim.
İddia ediyorum, o görüntüleri her an gözleri önünde olanları önce mideleri kalkar ve işgal ettikleri kapalı alanda bir şeyler yiyemezler. Yasağa uymayan kahve ve kafeler de böylece yola gelir.


Sigara içenler de hem bedava sigaranın zararlarını öğrenirler hem de cepleri dolu kalır. Çünkü kahvehane ve kafelerde oturamayacaklarından, ceplerindeki harçlık da iki kat artar. Hem sigara masrafı olmaz hem de kafe masrafları. Ve evlerine elleri dolu giderler. İnşallah bu uygulamadan sonra evlerinde bile bir daha sigara içmeye tövbe ederler. Tabi uygulamaya koyula bilirse?

Haydi bu intihara hep birlikte dur diyelim. Bakın ülke olarak nüfusumuz da zaten yaşlanıyormuş. Bir de sigaradan erken ölecekleri eklersek, doğrusu yandı gülüm ‘keten’ helva…

mazhararslanoglu@gmail.com
twitter.com/maomazhar

Hiç yorum yok: